Koçluk eğitimleri aldıktan sonra benim kendimde ve çevremin bende farkettiği bir sürü değişiklikler yaşamaya başladım.
Herşeyden önce daha çok dinlediğimi fark ettim. Daha doğrusu daha dikkatli dinlediğimi hissediyor ve hissettiriyordum. İnsanlarla daha çok ilgilenmeye başladım. Bazen öyle şeyler anlatıyorlardı ki onları o an dünyanın en önemli şeyini anlatıyorlarmış gibi dinlediğimi gördüm.
Aslında herkesin kendi başına ayakları üzerinde durabileceğini gördüm. Fakat çevreleri buna inanmadığı için çoğu kez insanların da buna inanmadığını fark ettim.
Ve koçun bir klavuz değil bir yol arkadaşı olduğunu anladım. Herkes kendi yolunu bulabilecek yeteneğe sahiptir ve sadece bunun ortaya çıkarılması gerekir.
Unvan sürecinde benim en çok ihtiyacım olan şey elbette tecrübe idi. Ve bu tecrübe ancak koçluk yaparak sağlanabilirdi.
Oğlumun okuduğu liseye gittim. Öğrenci koçu olduğumu, eğer bana uygun bir yer sağlarlar ise haftanın 2 günü 2-3 saat gönüllü koçluk yapabileceğimi belirttim. Çok ilgilendiler. Bunu bir proje haline getirmek için dilekçe ile başvurup tüm sertifikalarımı ibraz ettim. Her hafta 2 gün, ikişer saat okulda gönüllü koçluk yaptım. Gönüllü başlayan bu süreç bir süre sonra öğrencilerin ufak tefek hediyeleri ile süslendi. Çorap hediye eden de oldu, gömlek hediye eden de. Hatta bir sepet köy yumurtası bile getiren oldu.
Çalıştığım işyerinde işime ek olarak koçluk yapabileceğimi bildirdim. Yönetim çok sıcak karşıladı. İlk zamanlar 1-2 kişi ile başlayan süreç zamanla 13-14 kişiye belirli dönemlerde koçluk yapmaya kadar gitti. Öyle ki sadece işyerinde haftada 6-7 saat koçluk yapmaya başladım.
Hiç kimseye ben koçum gelin size koçluk yapayım demedim. Bununla ilgili internet sitelerinde veya sosyal medyada duyurular yapmadım. Fakat her kurduğum iletişimde bir farklılık yaratarak insanların benim ne yaptığımı merak etmesini sağladım.
Ve tüm bunların sonucunda -tabii ki ICF’in ACTP mezunlarına sağladığı 750 saat yerine 500 saat avantajı ile 21.06.2016 tarihinde ACC olmadan direkt PCC ünvanı ile ödüllendirildim.
Bu süreçteki herkese tavsiyem şudur; koçluğu sevin ve ilgi gösterin, koçluğa zaman ayırın. Özellikle tecrübe saatlerinizi kaydetmeyi unutmayın. İlk başlarda 50-60 saat olunca sanki hiç 100 saate ulaşamayacağınızı ve hatta 500 saatin imkansız olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat inanın günde 1-2 saatinizi ayırdığınız takdirde 1,5-2 yıl içinde PCC olmamanız için bir engel yok.
Herkese bu yolculukta huzur, azim ve enerji diliyorum.